Sedat Öğretmen
  ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK VE ŞİDDET
 
 
 
SALDIRGANLIK VE ŞİDDET
 
 
 
            Saldırganlık,saldırgan davranışların açığa vurulma eğilimi.Bir kimsenin kendi ilgilerini,fikirlerini,karşıt fikirlere rağmen ileri götürme,ilerletme ve kabul ettirme eğilimi.Herhangi bir sosyal grupta veya toplumda,hakimiyet kurma ve üstünlük elde etme eğilimi.Enerjik olma aktif ve cesaret isteyen teşebbüslerde olma eğilimi şeklinde olmak üzere çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Şiddet ise, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür.
 
 
 
 
 
ÖZELLİKLERİ:
 
 
  • Saldırgan çocuklar geçimsizdir.
  • Parlamaya her an hazır olan çocuklar sık sık kavga ederler.
  • Yaşadıkları anlaşmazlıkları bilek gücüyle çözmeye çalışırlar.Bu yüzden tepkileri ölçüsüz ve durumla orantısızdır.
  • Evde,okulda ve çevrede sürekli sorun yaratırlar.
  • Sadece anne babaya değil,öğretmen ve diğer büyüklere de karşı gelme eğilimindedirler.Yetişkinlerle sürekli çatışma içindedirler.
  • Kurallara uyma konusunda sorun yaşadıkları için sık sık ceza alırlar.
  • Hep kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar.
  • Davranışlarından utansalar bile yinelemekten kendilerini alıkoyamazlar.
  • Cezadan hiç etkilenmez veya bir süre etkilenmiş görünürler.
  • İlgisizlikten hoşlanmazlar.Sağlıklı yollardan alamadıkları ilgiyi,bu yolla almaya çalışırlar.
 
 
      
 
 
 NEDENLERİ:
 
 
  • Ailenin çocuk eğitiminde endişeli olması,yanlış eğitim vermeme düşüncesi ile çocuğun üzerine gereğinden fazla düşme.
  • Aile fertlerinin birbirlerine saygı duymamaları,sürekli olarak karşılıklı hakaret etmeleri.
  • Çocuk eğitiminde anne babanın arasında büyük anlaşmazlıklar olması.
  • Çocuğun,saldırganlığın aşırı derecede kısıtlandığı bir ortamda yetişmesi.
  • Çocuğun kendine güvensiz bir şekilde yetiştirilmesi.
  • Sevgisiz ve hoşgörüsüz bir ortamda yetişmesi.
  • Son derece serbest yetişmiş çocukta saldırgan olabilir. Kendisine sınır konmadığı için kurallara uymak yerine, herkesin kendisine uymasını bekler.
  • Çocuğun dayakla terbiye edilmeye çalışılması
  • Çocuğun istediği şeylerden sürekli mahrum bırakılması
  • TV’deki şiddetin çocuklarda saldırganlık eğilimi kazandırdığı düşünülmektedir
  • Saldırı ve savaş içerikli çocuk oyuncakları yoluyla iletilen sosyal roller ve değerler çocukların üzerinde sanıldığından daha derin izler bırakabilmektedir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞİDDET, SALDIRGANLIK VE ÇOCUK/ERGEN SUÇLULUĞU
 
 
 
 
Çocuklarda/Ergenlerde Şiddet ve Saldırganlık
 
 
 
 
Dodson’a göre çocuklar şu şekillerde şiddete yönelebilirler:
  1. Anne-baba çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını yerine getiremez ve çocukta nefret, öfke, şiddet duygularını uyandırırsa,
  2. Çocukların, şiddete başvuran anne-babalarını taklit etmeleriyle,
  3. Anne-baba çocuğun göstereceği şiddet hareketlerine (örneğin, bir başka çocuğu dövmesine) karşı çıkmadıkları sürece,
  4. Genel olarak çocuklar şiddet duygularını boşaltma olanağını bulmadıkları zaman (akt. Turam, 1996).
 
 
 
Şiddetin nedenleri konusunda yapılan araştırmalar, şiddetin tek bir nedene indirgenemeyeceğini göstermiştir. Şiddet bugün toplumsal bir sorundur. “Yani, çevredeki okul, aile, ekonomik örgütler vb. toplumsal kurumlar devreye girmektedir.” Tezcan, şiddetin bir engellenme sonucunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Bunun nedeni olarak, bireyin bizim gibi toplumlarda kendini gerçekleştirme ve geliştirme konularında kısıtlı olanaklara sahip olmasını göstermektedir. Bu da bireyin yaratıcılığını engellediğinden, birey kendini kanıtlayıcı tek yol olarak şiddete yönelmektedir.
 
 
 
 
Saldırgan davranışların ve şiddetin en önemli kaynaklarından biri ailedir. Çocuk için arkadaşlığı, paylaşmayı ve saldırganlığın boşalmasını sağlayan   en doğal aktivite oyundur. Ancak çoğu anne-baba oyun sırasında çocuğun arkadaşlarına ya da oyuncaklarına karşı sergilediği saldırgan davranışları, “aferin”, “iyi yapmışsın” ya da sen de vursaydın” gibi ifadelerle pekiştirmektedir. Buna benzer şekilde çocuğun istediklerini bağırıp çağırarak, ağlayarak, vurup kırarak çevresindekilere kabul ettirmeye çalışması da engellenmez ve denetlenmezse ödüllendirilmiş olur. Bu durumlar çocuğun saldırgan davranışları benimsemesine ve kişilik özelliği haline getirmesine neden olur. Aynı durum ergenlik dönemi içinde geçerlidir.
 
Köknel, toplumumuzda delikanlılık ya da kabadayılık adı altında saldırganlık içeren davranışlar birer erkeklik özelliği olarak hoş görüldüğünü ve bu davranışların birer kişilik özelliği haline geldiğini belirtmektedir.   Ona göre, çevredekilerin sergilediği davranışlar, çocuklar ve gençlerin öğrenmelerine temel oluşturmakta, böylece toplumdaki saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri kolayca benimsenmekte, tekrar edildikçe de bu öğrenme pekiştirilmektedir. Eğitim yöntemi olarak baskı, korkutma ve dayak da benzer etkiyi yaratmaktadır. Köknel bu tür uygulamaların birer eğitim yöntemi olarak kullanıldığı ortamlarda yetişen çocukların, suç işleme oranlarının yüksek olduğunu gösteren araştırma bulguları olduğundan bahsetmektedir.  
 
Lore ve Schultz’a göre, çocuklara saldırganlığı bastırmayı öğretmek mümkündür ve bu, herhangi bir olumsuz sonuç doğurmadan yapılabilir. Norveç’te 1991 yılında okullarda şiddeti azaltmayı amaçlayan bir çalışmada, yöneticiler, öğretmenler ve veliler birlikte çalışarak, iki yıl içinde okullardaki şiddet, okuldan kaçma, hırsızlık ve okul eşyalarına zarar verme olaylarını %50 azaltabilmişlerdir. Ayrıca, öğrencilerin okula karşı daha olumlu tutumlar beslediklerini görmüşlerdir.
 
 
 Aile İçi Şiddet
 
            Aile içi şiddet, aile üyelerinden birinin diğerine şiddet uygulaması olarak tanılanmaktadır. Aile içi şiddet çocuklara karşı anne-baba şiddeti, kardeşler arası şiddet ve kadına karşı şiddet olarak ortaya çıkmaktadır.  
 
Şiddetin bu türleri, özellikle çocuğa karşı şiddet, bir çok toplumda hoşgörüyle karşılanır, hatta cesaretlendirilir. Buna en iyi örnek, anne-babaların çocuklarını kendi istedikleri gibi kontrol edebilmek için şiddete başvurmalarının onaylanmasıdır.  
 
Bireyin, özellikle çocukluk döneminde, ailedeki şiddetin kabul gördüğünü gözlemesi, ileriki yaşamında bu davranışları sürdürmesine neden olabilmektedir. Ev içi şiddet sonucunda anksiyete, depresyon, travmatik stres bozukluğu, madde kullanımı ve intihar gibi bir çok ciddi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
 
 
 
            Evde kadına uygulanan şiddet, çocukların ruh sağlığını da olumsuz etkilemekte ve ileride çeşitli sosyal sorunlar ve okul sorunları baş gösterebilmektedir. Bu tür aile ortamlarında yetişen erkek çocukları ileride babaları gibi şiddete başvurma, kız çocukları ise şiddet kullanan kişilerle ilişkiye girme riskini taşımaktadırlar.
 
 
 
 
 Çocuklarda/Ergenlerde Suç
 
            Suç kavramı konusunda üzerinde uzlaşılmış bir tanımdan bahsetmek mümkün değildir. Suç kavramı toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik kazanmaktadır. Her toplumun değer verdiği belirli şeyler vardır ve bunlara uyulmaması ya da bunlara tecavüzde bulunma o kültüre göre suç sayılmaktadır. 
 
Çocuk ve ergen suçluluğu tüm toplumlarda görülen ancak tanımlanması oldukça güç bir olgudur. Yasalar temel alındığında suçlu gençler “yanlış davranışları onları ceza mahkemelerine ya da çocuk mahkemelerine götüren veya götürülmeyi haklı kılan gençler” olarak tanımlanabilir. Genel olarak ergen suçluluğu, bireyin yaşadığı yerin kanunlarına bağlı olarak 16 ya da 18 yaşın altındakilerin kriminal davranışları için kullanılan bir terimdir. Ergen suçluluğu hırsızlık, araba soygunu, cinayet vb. gibi yetişkinler için suç kabul edilen tüm suçları kapsar. Ancak yetişkinler uyguladığında suç olarak kabul edilmeyecek evden kaçma gibi davranışları da içerir.
 
 
 
 
ÇOCUKLARIMIZI VEYA ÖĞRENCİLERİMİZİ ŞİDDETTEN UZAK TUTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
 
 
 
 
 
ANNE BABAYA ÖNERİLER:
 
Anne babalar çocuklarının güven ve sevgi dolu bir evde yaşamalarını sağlayarak şiddeti azaltmada önemli bir rol üstlenebilirler. Aşağıda verilen bazı önerileri öğretmenlerin velilerle paylaşması öğrencilerin ruh sağlığını ve öğrenci başarısını olumlu yönde etkileyecektir.
 
 
 
 
 
Çocuklarınıza yönelik ilgi ve sevginiz sürekli tutarlı olsun:
 
Kendisini güvende hissetmesi ve diğerlerine güvenebilmesi için her çocuğun anne baba ve öğretmeniyle yada bir yetişkinle sevecen bir bağ kurması gerekir.böyle bir bağ kuramayan çocuğun düşmanlık duyguları geliştirmesi kaçınılmaz olabilir.
 
            Çocukların giderek artan bağımsızlık istekleri ve bu isteğe yönelik davranışları sizi kızdırabilir. Buna tepki göstermeden önce çocuğun bakış açısından değerlendirmeye çalışmak daha sabırlı davranmanıza neden olacaktır. Çocuklarınıza öfke ve düşmanlık dolu davranışlarla tepki vermekten kaçınmak için elinizden geleni yapın.
 
 
 
 
Çocuklarınızı gözetim altında yönlendirin:
 
            Çocuklarınızın her zaman nerede kimlerle bilmekte ısrarlı olun. Çocuklarınızın bir yetişkin gözetiminde yapılan okul dışı faaliyet ve etkinliklere katılmasını teşvik edin. Diğer arkadaşlarıyla olan ilişkilerini gözlemleyin. Öfke içerikli ifadelere nasıl tepki gösterdiğine dikkat edin. Eğer olumsuz tepkiler sergiliyorsa bunların uygun yöntemler olmadığını anlatın.
 
 
 
 
 
Çocuklarınıza uygun davranışları öğretebilmek için kendiniz model olun:
 
            Çocuklar genellikle taklit ederek öğrenirler. Anne baba ve öğretmenlerinin değer tutum ve davranışları onlar üzerinde etkilidir. Çocuklarınızın sorunlarını saldırgan olmayan yöntemlerle çözmelerine yardımcı olmak için
  • Sorunları onlarla birlikte tartışma
  • Sorunları şiddet kullanarak çözmeye kalkarsa neler olabileceğini tartışma
  • Sorunları şiddet kullanmadan çözmeye kalkarsa neler olabileceğini tartışma
 
yollarını denemek çocukların şiddetin yararlı bir yöntem olmadığını görmelerine yardımcı olacaktır.
 
            Anne babalar bazen farkında olmadan çocuklarını şiddet dolu davranışlara teşvik edebilirler. Örneğin bazı aileler erkek çocuklarının kavga etmeyi öğrenmeleri gerektiğini ileri sürerler. Çocuklarınıza anlaşmazlıklarını tehdit, fiziksel güç yada silah kullanarak değil, sakin ve yerinde kullanılan cümlelerle çözmelerini öğretin. Şiddet içerikli faaliyetlerde bulunmalarını ve bu tür oyunlar oynamalarını engellemeye çalışın.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çocuklarınıza vurmayın:
 
            Çocuklarınıza ve öğrencilerinize ceza vermek için onları itmek, kakmak, tokatlamak, vurmak yada dayak atmak gibi davranışlar gerektiğinde onların da aynı davranışı sergileyebilecekleri mesajını verir.bu fiziksel cezalar yerine aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:
  • Bazı izinlerini ve harçlıklarını tutarlılıkla ve kısa süreli olarak geri alabilirsiniz.
  • Bazı okul ve sosyal etkinliklere katılmasına veya arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermeyebilirsiniz
  • Davranış değiştirme yöntemlerinden biri de olumsuz davranışı cezalandırmak yerine olumlu davranışı ödüllendirmektir. Takdir etme ilgi ve şefkat gösterme en büyük ödüllerdir. Verilmemiş ödül bir cezadır.
 
 
 
 
Çocuklarınızın ateşli silahlara ulaşamayacaklarından emin olun:
 
            Eğer kullanıyor ya da bulunduruyorsanız çocuklarınızı silahlar konusunda bilgilendirin. Mutlaka içlerini boşaltın ve ulaşamayacakları yerlerde saklayın.
 
 
 
 
Çocuklarınızın evinizde veya çevrenizde şiddet görmelerini önlemeye çalışın:
 
            Evinde şiddete maruz kalan çocuklar ilerde sorunlarını şiddetle çözmeye eğilimli olabilirler. O yüzden çocuklarınızın bu tür durumlarla karşılaşmaması için gerekli önlemleri alın. Bazen çocukların dışarıda şiddete maruz kalmalarını engelleyemeyebilirsiniz. Bu durumda yaşadıkları korkuları atlatabilmeleri için yardımcı olun. Yetersiz kaldığınızı hissettiğiniz durumlarda okul rehber öğretmeni veya rehberlik araştırma merkezlerinden yardım alabilirsiniz.
 
 
 
 
Çocuklarınızın medyadaki şiddete çok fazla maruz kalmalarını önleyin:
 
            TV yada bilgisayar oyunlarında şiddet içerikli izlenmeler çocuklarda saldırgan davranışlara neden olabiliyor. Bu yüzden şiddet içerikli izlemeleri kontrol altında tutmalısınız. Bunun için:
 
·         Televizyon izlemeyi sınırlandırın
 
·         Hangi programları izlediklerini hangi bilgisayar oyunlarını oynadıklarını kontrol edin.
 
·         Tv’de sinemada bilgisayar filmlerinde izledikleri şiddet hakkında onlarla konuşun. Bu tür davranışların gerçek hayatta ne kadar acı verici ve ciddi sorunlara yol açacağını onlarla paylaşın.
 
·         Sorunların şiddet kullanmadan nasıl çözülebileceğini onlarla tartışın.
 
 
 
 
 
 
 
OKULDA ŞİDDET
 
 
 
 
 
OKULA GİDEN ÖĞRENCİLERLE İLGİLİ POTANSİYEL TEHLİKE İŞARETLERİ
 
 
 
 
·         Dikkat ve konsantrasyon sorunlarının olması
 
·         Okulda veya okul dışında sürekli kavga etmesi
 
·         Hayal kırıklıkları, eleştiriler ve alaylara yoğun öfke patlamaları, suçlamalar veya intikam temalı davranışlarda bulunması
 
·         Televizyonda çok sayıda şiddet içerikli program izlemesi
 
·         Az sayıda arkadaş sahibi olması ve olumsuz davranışları yüzünden arkadaşları tarafından dışlanması 
 
·         Saldırgan, kural tanımaz olarak bilinen çocuklarla arkadaşlık kurması
 
·         Başkalarının duygu ve düşncelerine duyarsız kalması
 
·         Hayvanlara kötü davranması
 
·         Kendini çok çabuk engellenmiş hissetmesi
 
·         Otoriteye sürekli karşı çıkması
 
·         Okulda başarısız olması ve ders asma davranışının sıklığı
 
·         Çetelere, kavgalara katılması, hırsızlık vb davranışlarda bulunması
 
·         Alkol ya da uçucu madde kullanımı
 
Eğer çocuklarınızda veya öğrencilerinizde bu tür özellikleri taşıyanlar varsa mutlaka rehber öğretmen veya ilgili birimlerle temasa geçin.
 (alıntıdır]
 
  Copyright © 2007-2022 Sedat IŞIK Desing by Sedat IŞIK  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol